Uzak Dünyaların Fotoğrafları Nasıl
Çekilir? |
Lyot Projesi'nde kullanılan taççeker ile gözlemlenen 55 Yengeç yıldızı. Bu görüntü muhtemelen şimdiye kadar çekilmiş en iyi yıldız görüntüsüdür. (Görüntü Katkısı: ABD Doğa Tarihi Müzesi)
|
NASA'nın yeni dünyalar araştırmasında başa çıkılması gereken en büyük sorunlardan
biri, uzak yıldızların etrafında dolanan gezegenlerin ilk görüntülerini
elde etmemizi sağlayacak teknolojileri geliştirmektir.
Ana yıldız, var olan herhangi bir gezegeni görünür hale getiren tek ışık kaynağı
olsa da, bu ışığın göz alıcı parlaklığı aradığımız soluk, küçük noktaya
kıyasla bir milyon ila on milyar kat daha fazladır. Bu nedenle, güneşdışı
gezegenlerle ilgili herhangi bir detaylı çalışma, ana yıldızın göz kamaştırıcı
ışığını örtecek veya bir biçimde denetim altına alacak bir yönteme ihtiyaç
duyacaktır ki; bu yıldızın çok yakın çevresini inceleyebilelim.
Başa çıkılması gereken bir diğer sorun da, evrende mevcut pek çok şey arasındaki
uzaklık ile karşılaştırıldığında, gezegenlerin yıldızlarına
aşırı derecede yakın bir konumda yer alıyor olmaları gerçeğinden kaynaklanmaktadır.
Bu nedenle, gezegeni yakınında yer alan yıldızından ayırt edebilmek için
çok yüksek çözünürlüğe ihtiyaç duymaktayız.
Aşağıdakiler, bu engelleri aşabilmek ve güneşdışı gezegen görüntülemeyi bir gerçeğe dönüştürmek için geliştirilme aşamasında olan birkaç teknolojiye genel bir bakıştır.
Taççekerler
İlk olarak Güneş'i incelemek amacıyla icat edilmiş olan taççekerler, Güneş'in
etrafında yer alan ve güneş tacı adı verilen bir bölgeden kaynaklanan aşırı
derecede soluk bir salımı görebilmek amacıyla güneş diskinden gelen ışığı
engelleyecek biçimde tasarlanmış teleskoplardır. Bu teleskop,
B.Lyott tarafından güneş tacını güneş tutulması dışında da inceleyebilmek
amacıyla 1930 yılında keşfedilmiştir. En basit anlatımıyla taççeker, bir teleskobun
odak düzlemi üzerinde veya açıklığı girişinde, dışarıda yer alan ve
diğer bazı özelliklerle birlikte yayılmış ışığı azaltıp, güneş diski görüntüsünü
gizleyen engelleyici yuvarlak bir plakadır. Böylece, engelleyici plakanın
çevresindeki güneş tacı incelenebilmektedir.
Yine de, bu teknoloji halen geliştirilmekte ve uzak yıldızların çevresindeki
alanlarda gezegenlerin kendisini veya tayfsal kanıtlarını araştırma amacına
uygun hale getirilmektedir. Bu yöntemde başa çıkılması gereken sorunlardan
biri, engelleyici şeklin kenarları etrafında, resmin olası açısal
çözünürlüğünü büyük oranda düşüren ışık bükülmesinde, yani kırınımda yatmaktadır.
Örneğin, basit yuvarlak bir teleskobun kırınım deseni, merkezde
yer alan parlak bir nokta etrafındaki bir dizi eşmerkezli halka biçimindedir.
Yörüngedeki bir gezegeni görebilmek amacıyla bir yıldızdan gelen ışığı engellemek,
gezegeni kapatmadan ilk birkaç parlak halkayı ortadan kaldırmayı gerektirmektedir.
Farklı şekilde bir engelleyici kullanılarak kırınım deseni denetim altına
alınabilir; böylece yıldız ışığı merkeze yakın bazı bölgelerde çok daha sönük,
diğer yerlerde ise daha parlak olur. Bu durumda, teleskop kendi bakış doğrultusu
etrafında döndürülebilir ve böylece gezegen görüntüsü yıldız ışığının sönük
olduğu bölgelere girip çıkabilir.
Bu kırınım desenini yönetmek çok zor değildir. Bunu başarmak için
birkaç seçenek mevcuttur. Bu nedenle, üzerinde çalışılmakta olan teknolojiler
mümkün olan en fazla yıldız ışığını engellemeye yönelik çeşitli hileleri
ve gezegenin kırınım halkalarının arkasından pat diye görünüverecek biçimde
kırınım desenlerini yönetmeyi içermektedir.
Teleskop içerisindeki ışık saçılmaları ile başa çıkabilmek için önerilen diğer
çözümler arasında, daha önce görülmemiş biçimlerdeki açıklıklar, tuhaf
biçimli göz mercekleri, kırınımın bir kısmını ortadan kaldıracak göz merceği
maskeleri ve biçim değiştirebilen aynalar sayılabilir.
Başka gezegen sistemlerini inceleyebilmek için taççeker teknolojisi geliştirilirken,
kırınım olgusunun ortaya koyduğu zorluğu daha iyi anlayabilmek için,
"Teknoloji > Kırınıma Yakından Bakış" bölümünü
inceleyebilirsiniz.
Bir değer olasılık da, taççekimi tekniğini girişim ölçümü ile birleştirmektir.
Bir taççeker aynı zamanda bir tayfölçer de içerebilir, böylece bir gezegenden
yansıyan ışık içerisinde yaşamın kimyasal izleri aranabilir.
Girişimölçerler ve Sıfırlama
Uzak bir gezegenin fotoğrafını çekmek için bir diğer seçenek de, tek ve büyük
bir aynayı birkaç küçük ayna ile değiştirmek ve bu aynalardan gelen ışığı
girişim ölçümü adı verilen bir süreç ile birleştirmektir.
Uzak gezegenleri görünür ışık dalga boyunu kullanan girişimölçerler kullanarak
incelemek, birbirinden ayrı duran teleskoplar arasındaki en büyük uzaklığa
eşit büyüklükte tek bir teleskobun çözümleme gücüne sahip olabilecek küçük
aynalar kullanmaya imkan sağlayacaktır.
Girişimölçer, iyi bir fotoğraf oluşturmaya yetecek kadar bilgi toplamak için
birbiriyle bağlantılı farklı açılara dönebilmeli ve aynı "pozu" tekrar çekmelidir.
Bu arada, fotoğraf çekmenin yanı sıra, bir girişimölçer baktığı hedefin
tayfını da elde edebilmektedir.
Girişimölçerler, son derece mükemmel açısal çözünürlük sunarlar.
Bu da onların, hangi ışık dalgasının yıldız sisteminin neresinden geldiğini derlemek
konusunda çok iyi oldukları anlamına gelmektedir. Buna ek olarak, bir girişimölçer öyle bir şekilde ayarlanabilir ki; görüş alanının tam merkezinden (yıldızın
olduğu yerden) gelen ışık karartılır veya sıfırlanırken, diğer alanlardan
gelen ışık normal olarak görülebilir.
Keck Girişimölçeri, başka yıldızların çevresindeki gezegen oluşum disklerini incelemek için sıfırlama tekniğini kullanmaktadır.
|