NASA'nın gelecekteki gezegen araştırma projeleri arasında, soldan başlamak üzere Kepler, SIM ve Kayaç Gezegen Bulucu yer almaktadır.

Yalnız mıyız?

Yüzyıllar boyunca insanoğlu bu soru üzerine kafa yordu. Orta çağ bilginleri başka dünyaların var olması gerektiği ve bunlardan bazılarının başka yaşam biçimlerini barındıracağı yönünde tahminlerde bulundular. Günümüzde, bilim ve teknolojide yaşanan gelişmeler bizleri bu değişmeyen soruya bir cevap bulmanın eşiğine getirdi.

Son zamanlarda Güneşimiz dışındaki başka yıldızların çevresinde keşfedilen pek çok gezegen, güneş sistemimizin eşsiz olmadığını doğrulamaktadır. Aslına bakarsanız, bu "güneşdışı gezegenler" kendi gökadamız civarında yaygın gibi görünüyor.

Şimdiye kadar keşfettiğimiz güneşdışı gezegenler Jüpiter ve Satürn gibi dev gezegenlerdir. Bunlar bildiğimiz türden yaşamı barındıramazlar. Ancak, bu gezegen sistemlerinden bazıları Mars ve Dünya gibi daha küçük ve kayaç gezegenleri içeriyor olabilirler.

Önümüzdeki 15 yıl içerisinde NASA yeni "dünyalar" bulmak ve özelliklerini belirlemek üzere bir dizi cesur çalışmaya atılıyor. Bu çalışmalarda, şimdiye kadar geliştirilmiş en hassas cihazlar ortaya konacak ve bu cihazlar güneş sistemimizin sınırlarının ötesine ulaşma gücüne sahip olacak.

Sanatçı gözüyle bir dünya benzeri gezegen

Keck Girişim Aracı dünyanın en büyük optik teleskoplarından gelen ışığı birleştirerek, görüşümüzü yeni mesafelere ulaştıracak. Keck, girişim ölçümü olarak bilinen bir yöntem kullanarak, dünya benzeri gezegenlerin oluşabileceği toz bulutlarını inceleyecek.

NASA'nın 2009'da fırlatılması planlanan Kepler aracı, Dünya büyüklüğünde ve daha küçük yüzlerce gezegen bulup, özelliklerini belirlemek üzere Samanyolu Gökadası'nın bize yakın bölgelerini araştıracak. Bu çalışma bize, Dünya'ya benzeyen gezegenlerin yaygın mı yoksa ender rastlanır mı olduklarını söyleyecek.

Kepler'in ardından SIM Gezegen Araştırma çalışması, yıldızların uzaklıklarını ve konumlarını daha önce eşi görülmemiş bir hassasiyetle ölçecek. SIM'in hassasiyeti, yakınımızda yer alan yıldızların yaşama elverişli kuşakları içerisindeki gezegenleri saptamamıza imkan sağlayacak.

Ve son olarak; Kayaç Gezegen Bulucu kendinden önce gidenlerin mirası üzerinde yükselecek ve Hubble Uzay Teleskobu'nunkinden 100 kat daha büyük görüntüleme gücüyle, yakınımızda yer alan gezegen sistemlerinin ilk fotoğraflarını elde etmemizi sağlayacaklar.

Bu uzak dünyaların havakürelerini çözümleyip, karbondioksit, su ve ozon arayacağız. Bu üç gazın önemli miktardaki varlığı, yaşamın mevcut olduğuna işaret edecek.

Böyle bir keşif nihayet yalnız olmadığımız yolunda inandırıcı kanıtlar sağlayacak.

Başka bir "Dünya" bulmuş olacağız...