Elektromanyetik bir dalga uzayda bir engelin yanından geçtiğinde, dalga bu nesnenin
etrafında bükülür. Bu olgu kırınım olarak adlandırılır. Kırınımın
etkileri genelde çok küçüktür, bu nedenle de etkiyi çok ender fark ederiz.
Halbuki, kırınım etkisini kendiniz de kolayca görebilirsiniz. İhtiyacınız olan
tek şey, bir floresan lamba veya flamanlı ampul gibi bir ışık kaynağıdır.
İki parmağınızı bir gözünüzden yaklaşık 10 santimetre uzaklıkta tutun ve
parmaklarınız arasındaki mesafeyi iyice azaltıp, yaklaşık 1 milimetreye getirin.
Şimdi de parmaklarınız arasındaki boşluktan ışık kaynağına bakın. Boşluğu
hafifçe ayarladığınızda, bir dizi koyu ve açık renkli çizgi göreceksiniz.
Bu çizgilere, parmağınızın etrafında kırınıma uğrayan ışığın yapıcı veya
yok edici karışımı neden olmaktadır.
Kırınımın meydana gelme sebebi kesin olarak belli değildir.
1600'lü yılların ortalarında Christian Huygens, biraz tuhaf görünse de, gözlemlerimizi gayet güzel anlatan bir açıklama ortaya koymuştur.
Elektromanyetik yayılımın ters kare kuralını temel fizik derslerinden hatırlarsınız.
Elektromanyetik ışınım kaynağından ayrıldıktan sonra genişler ve sanki sürekli
büyüyen bir kürenin yüzeyini kaplıyormuşçasına düz bir çizgi üzerinde ilerler.
Kapladığı alan ise, ışının ilerlediği mesafenin karesi ile orantılı olarak
artar.
Elektromanyetik enerji, düzlem dalgaları içerisindeki bir nokta kaynaktan yayılıyormuş gibi düşünülebilir.
Ters kare kanunu ise yalnızca enerjinin kaynağı için değil, bir düzlem dalgası üzerindeki her nokta için geçerlidir.
Bu da, enerjinin düzlem noktası üzerindeki her bir noktadan, sanki o nokta enerjinin kaynağıymış gibi yayıldığı anlamına gelmektedir.
Bu nedenle, dalgaların düzlem üzerindeki her bir noktadan sürekli olarak yaratıldıkları ve her yöne yayıldıkları düşünülebilir.
Sonsuz bir düzlem dalgasında, her bir noktadan yanlara doğru meydana gelen yayılma
komşulardan gelen yayılma ile dengelenmekte, böylece dalga bir düzlem olarak
devam etmektedir. Bununla birlikte, bir dalga bir nesne ile karşılaştığında
o nesnenin kenarlarında meydana gelen etki, ışınımın izlediği yolun hafifçe
bükülmesidir.
Şimdi bu ışınımın (örneğin ışık) yolunun, nesneden kısa bir mesafe ötede duran bir yüzey (mesela bir ekran) ile kesildiğini farz edelim.
Bu durumda, nesnenin kenarlarından uzakta ilerleyen paralel dalgalara (örneğin, aşağıdaki grafikte görülen B, C ve D dalgaları) kıyasla,
nesnenin kenarları etrafında bükülen ışınlar (örneğin A ve E ışınları) ekran üzerindeki herhangi bir noktaya ya daha kısa ya da daha uzun bir yol katederek ulaşacaktır.
Buradaki etki, ışık dalgalarının yüzey üzerindeki herhangi bir noktaya vardıklarında
faz dışı olmalarıdır. Eğer dalgalar fazın 180 derece dışındaysa, birbirlerini
yok edecek (yıkıcı girişim) ve koyu renkli bir çizgi oluşturacaklardır.
Öte yandan, eğer aynı fazdalarsa birbirlerine eklenecek (yapıcı girişim)
ve parlak bir çizgi meydana getireceklerdir.
Kırınım, en çok bir engelin etrafından veya bir engelin içindeki açıklıktan (parmaklarınız
arasındaki dar boşluk gibi) geçen elektromanyetik bir dalganın tamamı aynı
frekansta veya bir başka deyişle tek renkli ise fark edilmektedir.
Aşağıdaki resim, ışığı bir noktaya odaklayan (yakınsak) bir merceğe sahip teleskopla
bir yıldız gözlemlendiğinde görülen kendine has bir kırınım örneğini göstermektedir.
Kırınım, tüm teleskoplarda hesaba katılmalıdır. Özellikle, çözümlenecek nesnelerin
(gezegenler) görüntü içerisinde en iyi şartlarda tek bir piksel olarak gözükeceği
durumlarda, kırınım o tek pikselin parlamasına izin verecek biçimde yönetilebilmelidir.
|