· Bize Yazın  
Bulutsu
Evrenin HaritasıGüncel HaberlerGezegen AvıSoluk Mavi NoktaBulutsu GözlemeviGökbilim Terimleri SözlüğüGünün Gökbilim Görüntüsü
 
Kepler Bilim İnsanı Fırlatmaya Giden Uzun Yolculuğu Anlatıyor

3 Mart 2009

-
Kepler'in Dünya benzeri gezegenler arayacağı gökada bölgesinin temsili resmi.

(GEZEGEN AVI) - William Borucki'nin uzayın keşfine olan ilgisi erken yaşlarda, o ve çocukluk arkadaşları Wisconsin/ABD'nin tarım alanları içerisinde küçük bir kasaba olan Delavan'ın göklerine ev yapımı roketler fırlatarak başlamış. Yerel polis şefi yolu kapatır, böylece onlar da başkaları için bir tehlike yaratmazmış. "Bizim yaşadığımız yerde" diyor Borucki, "olabilecek en kötü şey, gerisin geri yere düşen roketin bir ineğe çarpmasıydı".

William Borucki
cizgi
"Zamanımı, önemli olduğunu hissettiğim şeyleri yaparak geçirmek istiyordum; güneşdışı gezegenleri bulmak, çözmek için çok büyük bir problemdi ve büyük problemleri çözmenin bedeli de büyük olabilirdi"
-- William Borucki   
cizgi
Yıllar sonra Borucki, bizleri "Yalnız mıyız?" sorusunu yanıtlamaya her zamankinden daha yakın bir noktaya getireceği umulan Kepler projesinin baş bilim araştırmacısı olmuştur. Bu proje, Borucki'nin "büyük problemler" adını verdiği sorunların çözümü için on yıllar boyunca süren ileriyi görme, azim ve fedakarlıkların bir sonuca ulaşacağı noktadır.

Okulu bitirdikten sonra, işe başvurma zahmetine katlandığı ilk ve tek yer olan NASA'ya kabul edildi. Borucki, "Uzayı keşfetmek istiyordum" diyor. Meslek yaşamına NASA'nın Kaliforniya/ABD'de bulunan Ames Araştırma Merkezi'nde, Apollo Ay projeleri için ısı kalkanları geliştirilmesine yardım ederek başladı.

Öte yandan, bu genç bilim insanı 1980'lerin başlarında yeni ve çok az bilinen bir alana, güneşdışı gezegen keşfine ilgi duymaya başlamıştı. Ames'te katıldığı seminerler ile başka yıldızların yörüngesinde dönen gezegenlerin varlığı ve bunların tespiti hakkında okuduğu bir araştırma raporundan ilham alan Borucki, güneşdışı gezegenlerin ışık ölçümü ile nasıl bulunabileceğini detaylı olarak anlatan ilk araştırma raporunu yayımladı ki, bu konu tam 25 yıl sonra Kepler projesinin temellerini oluşturmaktadır.

Borucki'nin fikirleri çığır açacak nitelikteydi; ancak araştırma raporu bilim dünyasında aşırı kuşku ile karşılandı. Kendisi "insanlar fikrime burun kıvırdılar" diyor ve ekliyor "bu tür gözlemler yapmak için bir tekniğin mevcut olmadığını söylediler". Bulmak için yöntem aramak şöyle dursun, o zamanlar başka yıldızların etrafında dolanan gezegenlerin var olması bile bilim kurgunun sınırı olarak kabul ediliyordu.

Borucki, yine de yılmamıştı. Bu durumu "zamanımı, büyük soruların yanıtlarını arayarak ve önemli olduğunu hissettiğim şeyleri yaparak geçirmek istiyordum" diye açıklıyor ve ekliyor "güneşdışı gezegenleri bulmak, çözmek için çok büyük bir problemdi ve büyük problemleri çözmenin bedeli de büyük olabilirdi".

Projedeki düşüncelerin parasal anlamda desteklenmeye değer olduğunu göstermesi zorlu bir işti. Borucki "güneşdışı gezegenlerin bulunmasına yönelik tekliflerin baştan savılması beklenen bir sonuçtu" diye anlatıyor ve devam ediyor "insanlar bunun yapılabilmesi için hiçbir yol olmadığını düşündüler; daha önce hiç kimse otomatiğe bağlanmış ışık ölçümü yapmamıştı".

Bununla birlikte Borucki ve ekibi 1990'lı yıllar boyunca davalarının haklılığını ispat etmeyi başardı. Ekip, Kaliforniya'daki Lick Gözlemevi'nde aynı anda 10.000 yıldızı takip edebilecek yer temelli bir ışık ölçer geliştirilerek, otomatiğe bağlanmış ışık ölçümü yapılabileceğini gösterip, Dünya büyüklüğünde gezegenleri saptayabilmek için milyonda 20 birimlik ışık ölçüm hassasiyeti gerektiğini gözler önüne seren yüksek hassasiyete sahip bir laboratuvar benzetimi geliştirdi.

Nihayet 2001 yılında NASA, rakip teklifleri de içeren bir havuz içerisinden, o ve ekibinin proje tasarımını seçti. Kepler uzay aracı bugün fırlatma rampasına ulaşmış durumda. Yani Borucki'nin 25 yıl önce yazdığı ilk güneşdışı gezegen araştırma raporunda bahsettiği fikirler ve teknoloji bugün meyvesini vermek üzere.

Borucki, Kepler bir kez gözlemlerine başladığında, gelmeye başlayacak verilerin bilim insanlarına evrendeki yerimizi daha iyi anlama konusunda yardımcı olacağından çok umutlu. Diyor ki "Kepler'den gelecek verilerin çok büyük etkisi olacak, özellikle de yörüngeleri kendi yıldızlarının yaşama elverişli kuşağı içerisinde bulunan bizimki gibi gezegenlerden çok miktarda bulursak". Ve devam ediyor "işte o zaman büyük bir ihtimalle yalnız olmadığımızı bileceğiz ve bir gün evrendeki diğer zeki yaşam biçimleriyle bir araya gelebileceğiz".

Diğer taraftan, Kepler Dünya benzeri gezegenlerin bulunması için gelecekte yapılacak projelerin yönlendirilmesine de yardımcı olacak. Borucki, "Kepler bir sıçrama tahtasıdır" diyor. "Dünya benzeri gezegenlerin sıklığına bağlı olarak, arkadan gelen projeler bir gezegenin bileşimini ve havaküresini çözümleyebilir ve sonunda ümit vadeden bir güneşdışı gezegene araştırma sondası gönderilmesine karar verebiliriz".

Bir bilim insanı ve problem çözücü olarak Borucki, Kepler'i gerçeğe dönüştürmeye giden uzun ve zahmetli yolda başına gelenleri ayıplamak yerine, bu projeden gelecek verileri görmekle daha fazla ilgili gibi görünüyor. Daha da ötesi, kendi rüyalarının peşinde koşanlara bazı tavsiyeleri var. Diyor ki "sabırlı olun, ısrarcı olun ve zamanınızı yararlı bir şeyler için harcayın".

cizgi

Yazan: Joshua Rodriguez / Gezegen Avı (PlanetQuest)

© Gezegen Avı (Planet Quest) sitesinde yer alan tüm makale, haber ve görsellerin - aksi belirtilmedikçe - telif hakları Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü / Jet İtiş Gücü Laboratuvarı (JPL)'na aittir.
Çeviri ve Düzenleme
Murat TUNÇAY - Tahir ŞİŞMAN
Site Meter