· Bize Yazın  
Bulutsu
Evrenin HaritasıGüncel HaberlerGezegen AvıSoluk Mavi NoktaBulutsu GözlemeviGökbilim Terimleri SözlüğüGünün Gökbilim Görüntüsü
 
NASA'nın Başka Dünyaları Arayacak Kepler Projesi

19 Şubat 2009

-
Kepleri uzayda gösteren temsili bir görüntü. (Görüntü katkısı: NASA/JPL)

NASA'nın Kepler uzay aracı bugün fırlatma rampasında görülmeye hazır ve çok yakında yaşam içermesi mümkün olan dünyaları araştırmak üzere yolculuğuna başlayacak.

Kepler'in, bir Delta II roketi ile 5 Mart 2009'da ABD saati ile 22:48'de (Türkiye saati ile 6 Mart sabaha karşı 05:48'de) Florida/ABD'de bulunan Cape Canaveral Hava Kuvvetleri Üssü'nden fırlatılması planlanıyor. Bu proje, Dünya'ya benzer gezegenler bulma yeteneğine sahip ilk proje. Dünya'ya benzemekten kasıt, güneş benzeri bir yıldızın yörüngesinde dolanan ve yüzeyinde sıvı halde su barındırabilecek, ılık bir kuşak içerisinde bulunan kayalık gezegenler. Sıvı haldeki suyun yaşamın oluşabilmesi için zorunlu olduğuna inanılıyor.

Washington'daki NASA merkezinde gök fiziği bölüm müdürü olan Jon Morse "Kepler, NASA'nın sonunda Dünya'ya benzer koşulların mevcut olduğu gezegenleri bulma ve bunları incelemeye yönelik daha geniş kapsamlı çabalarının hayati öneme sahip bir bileşenidir" diyor ve ekliyor "Kepler'in yapacağı gezegen nüfus sayımı, gökadamızda mevcut Dünya büyüklüğündeki gezegenlerin sıklığını öğrenmek ve yakın yıldızların çevresinde bulunan bu tür gezegenleri doğrudan belirleyip, özelliklerini saptayacak bundan sonraki projelerin planlanması açısındanj çok önemli olacaktır".

Bu projeyle, Samanyolu Gökadamızın Kuğu-Çalgı bölgesinde yer alan 100.000'den fazla güneş benzeri yıldızı araştırmak için üç buçuk yıl harcanacak. Yıldızlarından farklı uzaklıklarda yer alan, Dünya büyüklüğünde veya daha büyük yüzlerce gezegen bulunması umulmaktadır. Eğer Dünya büyüklüğündeki gezegenler yaşama elverişli kuşak içerisinde yaygın olarak bulunuyorsa, Kepler düzinelerce gezegen bulabilir. Eğer bu tür gezegenler nadir bulunuyorsa, bu durumda Kepler hiçbir şey bulamayabilir.

Sonuç olarak bu proje, eski Yunanlılar zamanından beri sorulan bir soruya yanıt verme konusunda ilk adımımız olacaktır; uzayda bizimki gibi başka dünyalar var mı, yoksa yalnız mıyız?

NASA'nın Moffett Field - Kaliforniya/ABD'de bulunan Ames Araştırma Merkezi'nde Kepler'in baş bilim araştırmacısı olan William Borucki, bu konuda "yıldızların büyük çoğunluğunun 'Dünyalara' sahip olduğunu bulmak, yaşamın gelişimini destekleyecek koşulların gökadamızın her yerinde yaygın olarak mevcut olduğuna işaret eder" diyor ve şöyle devam ediyor, "birkaç tane bulmak veya hiç bulamamak ise, yalnız olabileceğimizin göstergesi olacaktır".

Kepler Teleskobu, gezegenlerin yıldızların önünden geçerken neden oldukları dönemsel soluklaşmayı tespit edebilecek şekilde özel olarak tasarlanmıştır. Dünyamızdan bakıldığında, bazı yıldız sistemleri gezegenleri yıldızın önünden geçecek şekilde konumlanmıştır. Gezegenler önlerinden geçtiğinde, yıldızların ışığında hafif bir soluklaşma veya bir göz kırpma meydana gelir.

Teleskop, parlaklıkta meydana gelen yalnızca milyonda 20 birimlik değişiklikleri kaydederek, bu göz kırpmalardan en soluk olanlarını bile saptayabilmektedir. Bu çözünürlüğe ulaşmak için Kepler şimdiye kadar uzaya gönderilmiş en büyük kamerayı kullanacaktır. Bu kamera, CCD olarak bilinen yükten bağlaşımlı aygıtlardan tam 95 megapiksellik bir dizi içermektedir.

NASA'nın Pasadena - Kaliforniya/ABD'de bulunan Jet İtiş Gücü Laboratuvarı (JPL)'nda Kepler Proje Müdürü olarak çalışan James Fanson bu konuda şöyle bir örnek veriyor "Eğer Kepler geceleyin uzaydan Dünya üzerinde mevcut küçük bir kasabaya baktırılsa, önünden biri geçerken bir veranda lambasında meydana gelecek soluklaşmayı tespit edebilecektir".

Ömrü boyunca gözünü dikip geniş bir gökyüzü parçasına bakacak olan Kepler, gezegenleri pek çok döngü boyunca ve düzenli olarak yıldızlarının önünden geçerken izleme imkanına sahip olacaktır. Bu da, gökbilimcilerin gezegenlerin varlığını teyit edebilmesini sağlayacaktır. Yaşama elverişli kuşak içerisinde yer alan Dünya büyüklüğündeki gezegenler, kuramsal olarak bir dönüşlerini yaklaşık bir yılda tamamlayacaklardır; bu yüzden Kepler, gezegenlerin varlığını teyit edebilmek için bu yıldızları en az üç yıl gözlemleyecektir. Dünya üzerindeki teleskoplar ile NASA'nın Hubble ve Spitzer teleskopları ise, bulunan büyükçe gezegenler üzerindeki takip çalışmalarını yerine getirecektir.

Kaliforniya/ABD'de bulunan San Francisco Eyalet Üniversitesi'nde çalışan güneşdışı gezegen avcısı Debra Fischer "başka yıldızların çevresinde ne tür gezegenlerin oluştuğunu anlayabilmemiz için Kepler önemli bir köşe taşıdır" diyor ve ekliyor "ortaya çıkacak keşifler gazdan oluşan büyük güneşdışı gezegenlerin hemen Spitzer ile havakürelerinin incelenmesi için kullanılacaktır. Ve biriken bu istatistikler, gökadamız içerisindeki başka bir yıldızın çevresinde dolanan bizimki gibi bir "soluk mavi nokta"yı görüntüleyeceğimiz o güne kadar doğru bir yol izlememiz konusunda bize yardımcı olacaktır".

cizgi

Bu makale "http://jpl.nasa.gov/news/news.cfm?release=2009-025" adresinden çevrilmiştir.

© Gezegen Avı (Planet Quest) sitesinde yer alan tüm makale, haber ve görsellerin - aksi belirtilmedikçe - telif hakları Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü / Jet İtiş Gücü Laboratuvarı (JPL)'na aittir.
Çeviri ve Düzenleme
Murat TUNÇAY - Tahir ŞİŞMAN
Site Meter