Gökbilimin Kutsal Hazinesini Bulma Arayışı
|
|
Sara Seager, güneş sistemimizin ötesinde gerçek bir Dünya benzeri gezegen bularak Kopernik Devrimi'ni tamamlamayı ümit ediyor. |
(GEZEGEN AVI) - Sara Seager'ın haritada bile olmayan, bilinmeyen
yerleri keşfedenlerin hikayelerini büyüleyici bulduğunu
söylemek yanlış olmaz. Güneşdışı gezegen belirleyen çığır açıcı
çalışmasından, başka dünyalardaki yaşamlarla ilgili yaratıcı varsayımlarına
kadar, Seager güneşdışı gezegenlerin uçsuz bucaksız ve bilinmeyen dünyasında
her zaman öncü olmuştur.
Şimdi de, gökbilimci bir Indiana Jones gibi bu alandaki kutsal hazinenin peşinde;
Dünya benzeri bir başka gezegen.
MIT (Massachusetts Teknoloji Enstitüsü)'teki gezegen bilimi ve fizik profesörlüğü
görevine ek olarak, Seager pek çok gezegen avı topluluğu ve projelerinde de
görev almaktadır. Daha önce de, NASA'nın Güneşdışı Gezegen Çalışma Grubu'nda
ve Kayaç Gezegen Bulucu bilim takımında hizmette bulunmuştu. Şu anda Kepler
gezegen avı projesinde katılımcı bilim insanı, gezegen incelemeye yönelik
EPOXI projesinde misafir araştırmacı ve de Güneşdışı Gezegen Nitelendirici
(XPC) ön çalışmasında bilim takımı liderliği görevlerini yürütmektedir.
Gezegen avı, gökbilimin sınırlarında yaşamanın nasıl bir şey olduğunu anlamak
için kısa bir süre önce Seager'ı yakalamayı başardı.
Gezegen Avı: Siz hayattayken Dünya benzeri bir gezegen keşfedilebileceğine
inanıyor musunuz?
Seager, 2009'da fırlatılması planlanan Kepler gezegen avı projesine dahil olan bilim insanlarından biridir.
|
Sara Seager: Gelecekte yaşamak isterdim ve yaşlanıyorum, işte bu yüzden
ben hayattayken bir başka Dünya benzeri gezegen bulmak konusunda azimliyim. Evet,
dev dünyalar da ilginç ama gerçek bir Dünya ile onlar arasındaki fark; çok
uzun zamandır kayıp olan ikizinizi bulmak ile aranızda ortak hiç bir şey olmayan
uzak bir kuzeninizi bulmak arasındaki fark gibi bir şey. Bu nedenle şu anda gökyüzündeki
en parlak yıldızlara bakacak bir proje için ön çalışmalar yapıyorum; çünkü onlar
Dünya benzeri bir gezegenin havaküresini nitelendirebilmek için yeterince parlak
olan yıldızlar.
Benim fikrim, her biri parlak bir yıldıza bakıp, aynen bizim Dünya'dan gördüğümüz
ve "geçiş" diye tabir ettiğimiz, önlerinden Dünya benzeri bir gezegenin
geçme işaretlerini arayacak küçük uzay teleskoplarını içeriyor. Bunun başarılı
olacağına ve "Kopernik Devrimi"ni tamamlayabileceğimize olan inancım tam.
GA: Bugünlerde bilim çevrelerinde çok meşhursunuz, peki ama güneşdışı
gezegenler konusuna ilk başlangıcınız nasıl oldu?
SS: 1996 yılında doktora tezim için farklı bir şeyler arıyordum ve sıcak
güneşdışı gezegenlerin havaküreleri hakkında yazmaya karar verdim. Bu olay, 1995
yılında Güneş benzeri yıldızların etrafındaki ilk güneşdışı gezegenlerin keşfedilmesinden
bir yıl sonrasına rastlıyordu ve o ana kadar hiç kimse bu konuda
bir şey yazmamıştı. Daha sonra, güneşdışı gezegenleri kendi yıldızların önünden
geçerken gözlemleyip, havaküre niteliklerinin tespit edilmesi önerisini getiren
ilk kişi ben oldum. O zamanlar önerdiğim yöntemler, şu anda Spitzer Uzay Teleskobu
ve Hubble Uzay Teleskobu gibi projelerde güneşdışı gezegen havakürelerinin bileşenlerini
saptamak amacıyla kullanılıyor ve bu teleskoplar benim orada olacağını
öngördüğüm atom ve molekülleri ortaya çıkarıyorlar.
GA: Bu gerçekten parmak ısırtan bir başarı. Peki bugünlerde çalışmalarınız
neleri kapsıyor?
SS: Şu anda MIT bünyesinde gezegen bilimi ve fizik profesörlüğü yapıyorum.
Güneşdışı gezegen gözlemlerini anlamlandırabilmek amacıyla gezegenlerin iç
özellikleri ve havaküreleriyle ilgili modeller yaratıyorum. Ayrıca, bizimkine
benzeyen ama tamamen farklı özellikli havakürelere sahip
olan ve oradaki yaşamın bu koşullara farklı biçimde uyum sağlayabileceği gezegenlerde,
yani "Dünya'nın
kuzenleri"nde havakürelerin nasıl görünebileceği konusunda çalışıyorum.
Bunun dışında, dev gezegenlerin havakürelerine bakmak için kullandığımız yöntemleri,
gelecekteki James Webb Uzay Teleskobu'nu kullanarak daha küçük olan, "dev dünya" ölçeğindeki
gezegenler için nasıl kullanabileceğimiz konusunda da çalışmalarımı sürdürmekteyim.
GA: Güneşdışı gezegen araştırmaları konusunda ilginizi sürekli kılan şey nedir acaba?
|
Seager, NASA'nın gelecekteki güneşdışı gezegen projelerinden biri olan Güneşdışı Gezegen Tanımlayıcı'nın bilim ekibi lideridir.
|
SS: Beni bağlı tutan şey; güneşdışı gezegen fikri, oralarda bir yerde
Dünya'nın bir benzeri olduğunu bilmek. Kepler projesi bize başka yıldızların
çevresinde bizimkine benzer gezegenlerin yaygın olarak bulunup bulunmadığını
söyleyecek; bu, olaylara bakışımızı gerçekten değiştirecek bir şey. Kopernik
Devrimi'nin tamamlanması adına, gerçek bir Dünya benzeri bulma fikri üzerinde
düşünmekten hoşlanıyorum. Kopernik Dünya'nın evrenin merkezi olmadığını söylediğinde,
yeni bir değerler dizisi başlatmıştı. Eğer başka bir Dünya benzeri gezegen bulabilirsek,
her şeyin gezegenimiz etrafında döndüğü düşüncesinden, oralarda bir yerlerde
pek çok başka Dünya olduğunu bilmeye uzanan çemberi tamamlamış olacağız.
GA: Kariyeriniz boyunca, öğrendiğinizde sizi en çok şaşırtan şey ne oldu acaba?
SS: Aklıma iki sürpriz geliyor. Birincisi, uzayda her yarı büyük eksende
pek çok çeşit gezegen var. Gezegen oluşum süreci tamamen rastlantısal; var
olabileceğini asla düşünemeyeceğimiz kütle ve yörüngelerde gezegenler gördük.
İkinci sürpriz bazı gezegenlerin fiziksel nitelikleri ile ilgili. Örneğin, "sıcak
Jüpiterler" nasıl olup da o kadar büyük ve ana yıldızlarına o kadar yakın olabilmişler?
Bazıları da bizim gezegenlerin olabileceğini düşündüğümüzden çok daha büyükler,
şu an için neden bu kadar büyük olduklarını anlamamız zor.
GA: Gezegen avlamadığınız zamanlar için ne gibi dünyasal uğraşlarınız
var?
SS: Şey, aslında iki küçük çocuğum var ve o yüzden de artık o kadar fazla
boş zamanım olmuyor, ama Kuzey Kutbu'nda kano ile dolaşmaktan hoşlanıyorum; kuzeyin
iklimi sizi gerçekten kendi sınırlarınızı zorlamak mecburiyetinde bırakıyor.
Kitap ve magazin dergileri okumaktan da zevk alırım. En sevdiğim kitap "Uyuyan
Ada : Kuzey Kanada'nın Büyük Barren Toprakları'nda Seyahat Eden Bir Adamın Öyküsü"dür.
Bu kitap, 1930'larda her yaz Kanada'nın kuzey bölgelerine giden orta batılı (ABD)
bir öğretmenin öyküsü. Gittiği yerler henüz haritada bile görünmeyen yerler ve
bunu sadece keşfetmek ve yerlilerle karşılaşmak için yapıyor. Günümüz kaşifleri
düşüncesini ve bilinmeyen hakkındaki o macera hissini seviyorum.
Yazan : Joshua Rodriguez / Gezegen Avı (PlanetQuest)
|