Kulağa Tanıdık Gelen Keşif Önemli Bir Kilometre Taşı
|
|
Parlak ve çok genç bir yıldız olan HR8799. Bu yıldızın gezegenlerinden birinden gelen ışık (daire içinde) doğrudan yakalanmış durumda. Böyle bir şey, güneşdışı bir gezegende bir ilk. |
(GEZEGEN AVI) - Avrupa Güney Gözlemevi (ESO)'nde çalışan bilim insanları kısa
bir süre önce bir duyuru yayımlayıp, Şili'de yer alan Çok Büyük Teleskop (VLT)'u
kullanarak ilk defa olarak güneşdışı bir gezegenden gelen ışığın doğrudan
tayfını kaydettiklerini bildirdiler. Bu buluş gökbilim toplumunda dikkate
değer bir ilgi topladı; ancak sıradan bir gözlemci açısından bakıldığında
bu haber biraz kafa karıştırıcı olabilir. Nihayetinde, bu zaten daha
önce yapılmamış mıydı?
Jet İtiş Gücü laboratuarı (JPL) bilimcilerinden Stephen Edberg, farkın detaylar
içerisinde gizli olduğunu şöyle açıklıyor "Bu çalışma güneşdışı bir gezegenin
havaküre tayfını elde edebilmek için ana yıldızdan gelen ışığı çıkarmak zorunda
kalmadan, gezegen havaküresinin doğrudan incelenmesi açısından bir ilk". Daha
önce yapılan hesaplamalarda, yıldızdan gelen ışık güneşdışı gezegen hem arkasındayken
hem de önündeyken ölçülüyor ve daha sonra da aradaki fark bulunuyordu. Edberg'e
göre "Bu çalışma, gezegenlerin, içerisinde oluştuğuna inanılan bir toz diski
içerisinde oluştuğu düşünülen bir güneşdışı gezegenin bu açıdan incelenmesi
bakımından da bir ilkti". Gelen ilk sonuçlar, bir kahverengi cüce yıldızın etrafında
dolanan bir gezegen bildirmektedir ki; bu çift büyük bir olasılıkla bir ikili
yıldız şeklinde oluşmuştur. Yani, gezegenleri olan bir yıldız ile aynı süreçten
geçmemiştir.
Yapılan ölçümün kendisi kadar etkileyici olan bir diğer şey ise bu kadar hassas
bir görüntü çekebilmek, özellikle de yer temelli bir teleskoptan çekebilmek
için gereken emektir. "Bu keşif, muhteşem uyarlanabilir merceklere, yani bilgisayarları,
mekanik hareket düzeneklerini ve de Dünya havaküresinin sebep olduğu göz kırpmalarını,
yani bozucu etkiyi gidermek için gerekli mercekleri birleştiren bir sistem
gerektirdi" diyor ve devam ediyor "Bu uyarlanabilir mercek sistemi, yıldız
ve gezegenin görüntüsünü sabit tutarak, gezegen görüntüsünün göz kırpıp duran
yıldızın kör edici ışığı içerisinde yok olmasını engelleyip, tayfçeker adı
verilen aygıt içerisine aktarılabilmesini sağladı".
Bilim insanları, uzaktaki gezegenin havaküresini inceleyebilmek için tayfçekerden
gelen bu verileri kullanmaktadır. Edberg, konuyla ilgili olarak "Tayfçeker,
yağmurun beyaz güneş ışığını gökkuşağına çevirmesine benzer olarak gezegenden
ışığı bileşen renklerine ayırmaktadır" diyor ve devam ediyor "Böyle bir araştırma
gökbilimcilerin gezegen havaküresini oluşturan gazları ve bunların miktarlarını
tespit edebilmelerine imkân sağlamaktadır".
Jüpiter kütlesinin 7 ilâ 10 katı büyüklüğünde bir kütleye sahip olan ve yeni
yeni araştırılan bu gezegen, büyük bir ihtimalle Dünya ile herhangi bir benzerliğe
sahip değildir. Ancak bu yeni keşif, gökbilimcilerin yalnızca yoğun ve hızlı
bir biçimde yeni güneşdışı gezegenler bulmakla kalmadıklarına, aynı zamanda
bu gezegenlerin nelerden meydana geldiklerini de bulabildiklerine işaret etmektedir.
Yazan: Joshua Rodriguez / Gezegen Avı (PlanetQuest)
|