Subaru Telekobu'nu Kullanan Ekip Büyük Bir Keşif Yaptı
Princeton Üniversitesi'nden gökbilimcilerin de dahil olduğu uluslararası bir
bilim ekibi, Güneş benzeri bir yıldızın etrafında dolanan gezegen benzeri
bir nesneyi doğrudan gözlemleyerek bir ilki gerçekleştirdi.
Bu buluş, hem Hawaii'de kurulu Subaru Teleskobu üzerinde yer alan dünyanın en
yeni gezegen avlama aygıtı ile yapılan ilk keşfi, hem de üniversite tarafından
ocak ayında duyurulan yeni bir araştırma işbirliğinin ilk meyvesini temsil
ediyor.
GJ 758 b olarak bilinen bu nesne, büyük bir gezegen ya da kahverengi cüce olarak
da bilinen "başarısız olmuş bir yıldız" olabilir. Güneş benzeri
yıldız GJ 758'in soluk eşinin Jüpiter'den 10 ila 40 kat daha büyük kütleye
sahip olduğu tahmin edilmekte olup, Dünya'dan yalnızca 482 trilyon kilometrelik
(5,1 ışıkyılı) mesafesiyle Samanyolu gökadamız içerisinde "yakın bir
komşumuzdur".
Princeton'un Gök Fiziği Bilimleri Bölümü'nde doktora sonrası araştırmalar yürüten
ve bu keşfi yapan ekibin de bir üyesi olan Michael McElwain konuyla ilgili
olarak "Bu çığır açan bir olay; çünkü gökbilimin şimdiki hedeflerinden
bir tanesi Güneşimize benzeyen yıldızların çevresinde yer alan gezegen benzeri
nesneleri doğrudan tespit edebilmektir" dedi ve şöyle devam etti "Bu
aynı zamanda teleskop ve aygıtlardan oluşan sistemin gayet iyi çalıştığını
gösteren önemli bir sağlama işlemi oldu".
Bahse konu nesnenin görüntüleri, yeni gözlem aygıtının denemeleri sırasında mayıs
ve ağustos aylında çekilmiş. Araştırmayı yapan ekip, Princeton'dan, Hawaii
Üniversitesi'nden, Toronto Üniversitesi'nden, Heidelberg'deki Max Plank Gökbilim
Enstitüsü (MPIA)'nden ve Tokyo'daki Japon Ulusal Gökbilim Gözlemevi (NAOJ)'nden
gelen üyelerden oluşuyor. Araştırma sonucu, Astrophysical Journal Letters
dergisinin 18 Kasım tarihli elektronik bir sürümü ile internette yayımlandı.
Washington DC / ABD'deki Carnegie Bilim Enstitüsü'nde gökbilimci olarak görev
yapan ancak bu araştırmaya dahil olmayan Alan Boss "Güneş benzeri bir
yıldıza eşlik eden çok düşük kütleli bir nesnenin bu iddialı ama güzel keşfi,
yakınımızdaki yıldızların çevresinde bulunan gaz devleri ve kahverengi cüceler
hakkında gerçekte ne kadar az şey bildiğimizi tekrar hatırlattı" dedi
ve şöyle devam etti "Bu gibi gözlemler, şimdiye kadar görülememiş olan
bu cisim topluluğunun nasıl oluşup geliştiği konularında akla uygun bir açıklama
getirebilmeleri bakımından kuramcılara bir başlangıç noktası sağlayacaktır".
Kahverengi cüceler, çekirdeklerinde kaynaşma (füzyon) tepkimelerini sürdürmeye yetecek yeterli kütleye sahip olmayan yıldızlardır. Bu nedenle de yanıp tükenir ve yaşlandıkça soğurlar.
Yeni tür gözlem tekniklerinin de yardımıyla, biliminsanları 1992 yılında güneşdışı
gezegenler (güneş sisteminin ötesinde yer alan gezegenler) bulmaya başladı
ve şu ana kadar da 400'den fazla gezegen benzeri nesne tespit ettiler. Ne
var ki, bunların çoğu doğrudan gözlenemedi. Bunun yerine, çevresinde dolandıkları
yıldızların gözlenmesi sonucu var oldukları anlamı çıkarıldı. GJ 758 b,
doğrudan görülebilen ilk gezegen benzeri nesnelerden biridir. Doğrudan görülen
diğerlerinde ise, çoğunluk ya GJ 758 b ile kendi yıldızı arasındaki mesafeden
daha büyük yörüngelere sahiptir ya da ortalama sıcaklığı GJ 758 veya Güneşimizden
çok daha yüksek olan yıldızların çevresinde dolanmaktadır.
Bilim insanları, bu nesneyi çevresinde dolandığı yıldızın kör edici parlaklığı içerisinde gizlendiği halde o parlak ışığı görüntüden çıkartarak tespit etmeyi başardılar. Bunu yapabilmek için de Subaru Teleskobu üzerine yerleştirilmiş bulunan Uyarlamalı Mercek Düzenekleri İçin Yüksek Karşıtlık Taççeker Görüntüleyici'yi kullandılar. HiCIAO olarak da bilinen bu aygıt, parlak bir yıldızın yakınında yer alan soluk nesneleri çok daha yoğun olan ışığı maskeleyerek tespit etmek üzere özel olarak yapılmış yeni nesil aygıtların bir parçasıdır. Bu aygıtlar, görüntüleri yakalayabilmek için açısal farkla görüntüleme olarak bilinen bir tekniği de kullanmaktadırlar.
NASA'nın Greenbelt – Maryland / ABD'de bulunan Goddard Uzay Uçuşları Merkezi'nde
güneşdışı gezegen bilimcisi olarak çalışan ve bu çalışmaya dahil olmayan Marc
Kuchner konuyla ilgili olarak şunları söylemiştir "Bu aygıtın böyle çabuk
devreye girip, ön plana fırlaması insanı hayrete düşürüyor. Öyle sanıyorum
ki HiCIAO'nun bu alana kazandıracakları açısından bu daha sadece bir başlangıç".
Marc Kuchner buna ek olarak, yapılan keşfin güneşdışı gezegenler bulmaya yönelik
bu yeni yöntemin (doğrudan tespit) "gerçekten en yüksek dereceyi elde
ettiğini" vurguladığını belirtiyor.
Gezegen benzeri bu nesne şu anda kendi yıldızından Dünya Güneş mesafesinin en
az 29 katı daha uzaktadır; yani neredeyse Neptün'ün Güneş'ten olan uzaklığına
yakın bir noktadadır. Bununla birlikte, gerçek büyüklüğü ile yörüngesinin
biçimini belirleyebilmek için daha fazla gözlem yapılması gerekmektedir. Bu
nesne yalnızca 315 C derecelik sıcaklığıyla, kendi boyunda bir nesne için
göreceli olarak "soğuktur". Aslına bakarsanız, şimdiye kadar görüntüsü
kaydedilmiş güneş benzeri bir yıldız için en soğuk eş bu nesnedir.
Böyle büyük gezegen benzeri bir nesnenin yörüngede bu konumda dolanıyor olduğu
gerçeği geleneksel gezegen oluşum düşüncesine meydan okumaktadır. Büyük gezegenlerin
pek çoğunun kendi yıldızlarının ya daha yakınında ya da daha uzağında oluştuğu
ama GJ 758'in şimdi bulunduğu konumda oluşmadıkları sanılıyordu. Bunun gibi
keşifler kuramcılara düşüncelerini geliştirme imkânı sağlayabilecektir.
Çekilen teleskop görüntüleri, bilim insanlarının GJ 758 C olarak adlandırdıkları
ikinci bir eşi daha ortaya çıkarmıştır. Bununla birlikte, bu nesnenin yakında
mı olduğu, yoksa öyle mi göründüğünü teyit edebilmek için daha fazla gözlem
yapılması gerekmektedir. Ekibin önde gelen bilimcilerinden biri olan Christian
Thalmann "durumun ümit verici" olduğunu söylemektedir. Thalmann'a
göre eğer bu nesnenin ikinci bir eş olduğu anlaşılırsa, bu durumda hem b hem
de c'nin büyük bir ihtimalle kahverengi cüceden çok genç gezegenler olduğu
ortaya çıkacaktır; çünkü birbirine bu kadar yakın konumdaki iki kahverengi
cüce bu kadar uzun süre sabit kalamazdı.
Princeton ve NAOJ'den araştırmacılar, 15 Ocak 2009'da bir anlaşmaya vardıklarını açıklayarak
önümüzdeki 10 yıl boyunca Subaru Teleskobu üzerindeki yeni aygıtı kullanıp,
yakınımızdaki evrenin gizli kalmış köşelerini dikkatle incelemek ve uzak geçmişten
kalan sırları ortaya çıkarmak üzere işbirliği yapacaklarını bildirdiler. Bu
araştırma, o işbirliğinin bir parçası oluyor. HiCIAO ekibinin liderliğini
ise NAOJ'den Profesör Motohide Tamura yapmaktadır.
NAOJ-Princeton Gök Fiziği İşbirliği veya N-PAC adı verilen bu ortaklık, bilimsel
kaynak alışverişi ile Princeton ve Japon gökbilim topluluğundan bilim insanlarının
eşit temellerde katılımda bulunacağı çeşitli uzun dönemli araştırma projelerine
katkı imkânı sağlamaktadır. Söz konusu işbirliği, Japon ve Princeton gökbilimcilerinin
çok çeşitli gökbilim konularında on yıllardır süren bilimsel işbirliği üzerine
inşa edilmiştir.
Bu ortaklığın önemli bir parçası daha önce yıldızların göz alıcı parlaklığı arasında gizlenmiş gezegenlerin araştırılmasıdır. Bu gezegenlerin bulunması, dünyadışı yaşamın varlığına yönelik asırlık soruların cevaplanması konusunda çok önemli bir adım olacaktır.
Adını Ülker yıldız kümesinin Japoncasından alan Subaru Teleskobu, dünyanın
en büyük teleskoplarından biridir. 8,2 metre çaplı bu kırmızı ötesi teleskop,
Hawaii'de bulunan sönmüş bir yanardağ olan Mauna Kea'nın zirvesinde yer almaktadır.
Bu yalıtılmış zirvenin Dünya havasının büyük bir bölümünün dışında kalması,
onu gökbilim gözlemleri açısından gezegenin en iyi konumlarından biri haline
getirmektedir. Subaru Teleskobu, NAOJ'ye ait olup, bu kurum tarafından idare
edilmektedir.
Bu makale "http://www.princeton.edu/main/news/archive/S25/96/87S57/index.xml?section=topstories" adresinden çevrilmiştir.
|