Kepler Uzay Teleskobu Uzak Bir Dünyanın Değişen Evrelerini Gözlüyor
|
Kendi yıldızına yakın bir yörüngede dolanan güneşdışı gezegen. Canlandırma katkısı : NASA |
|
NASA'nın yeni güneşdışı gezegen avcısı olan Kepler Uzay Teleskobu, olağanüstü bilimsel yeteneklerini sergileyerek daha önceden bilinen bir güneşdışı gezegenin havaküresini ortaya çıkardı. Bu yeni keşif, Science dergisinin 7 Ağustos Cuma günkü sayısında yayımlanacak.
Yapılan bu keşif, bilimsel operasyonlar resmi olarak başlamadan önce oldukça kısa bir sürede toplanmış olan 10 günlük deneme verilerine dayanıyor. Kepler, 6 Mart 2009 tarihinde Florida/ABD'de yer alan Cape Canaveral Hava Kuvvetleri Üssü'nden fırlatılmıştı. Söz konusu bu gözlemler, daha teleskobun ayarlamaları ve veri çözümleme yazılımı bile tamamlanmadan önce yaptığı ölçümlerin olağanüstü hassasiyetini ortaya koymakta.
NASA'nın Washington/ABD'de bulunan merkezinde yer alan Bilim Projeleri Başkanlığı'na bağlı Gök Fiziği Bölümü'nde müdür olarak görev yapan Jon Morse bu konuda "NASA'nın güneşdışı gezegen projelerinin ilki olan Kepler, gezegen avı sahnesine etkileyici bir giriş yaptı" diyor ve ekliyor "Bu gezegenin havaküresini yalnızca ilk 10 gündeki verilerle ortaya çıkarmak, bundan sonra olacakların yalnızca bir habercisi. Gezegen avı devam ediyor!"
Kepler ekip üyeleri bu yeni verilerle projenin eğer mevcutsa Dünya benzeri gezegenleri gerçekten bulabilecek yeteneğe sahip olduğunu gösterdiğini belirtiyorlar. Kepler, önümüzdeki üç buçuk seneyi aralarında yıldızların etrafında suyun var olabileceği ılık kuşakta dolananların da bulunacağı Dünya kadar küçük gezegenleri araştırmakla geçirecek. Araç bu işi yörüngede dolanan gezegenler önünden geçtiğinde yıldızların parlaklığında meydana gelen dönemsel azalmaları izleyerek gerçekleştirecek.
Araştırmanın yazarı ve de projenin baş bilim araştırmacısı olan William Borucki, "On binlerce yıldızdan toplanan ışık eğrileri Kepler bilim ekibine gösterildiğinde, herkesin içinde büyük bir hayranlık uyandı; daha önce hiç kimse bu kadar çok sayıda ve farklı türde yıldızdan gelen ışık değişimleri ile ilgili olarak bu kadar hassas ve detaylı ölçümler görmemişti" diyor.
Araştırma gözlemleri, Dünya'dan yaklaşık 1000 ışıkyılı uzaklıkta bulunan bir yıldızın önünden geçtiği bilinen HAT-P-7 adlı bir gezegen üzerinde gerçekleştirildi. Gezegen yıldızın etrafında yalnızca 2,2 günde dolanıyor ve yörüngesi yıldıza Dünya'nın Güneş'e olan uzaklığından 26 kez daha yakın. Yörünge ile birlikte Jüpiter gezegeninden bir miktar daha büyük olan kütle bir araya gelince, gezegen "sıcak Jüpiter" sınıfına dahil oluyor. Bu gezegen kendi yıldızına o kadar yakın ki, sobanın üzerinde kor haline dönüşmüş bir nesne kadar sıcak.
|
|
|
Kepler'in bu ölçümleri, daha önceden zaten tespit edilmiş olan HAT-P-7'nin önünde meydana gelen geçişi göstermekte. Gelgelelim, bu yeni ölçümler o kadar hassas ki, aynı kendi uydumuzda olduğu gibi geçişler arasında gezegenin değişen evrelerinin sebep olduğu düzgün ışık artış ve azalışlarını da gözler önüne seriyor. Burada görülen eğri, yıldızdan yayılan ışık ile gezegenden yansıyan ışığın birleşiminden meydana gelmektedir. Işıktaki düzgün alçalma ve yükselme, her bir geçişin tam ortasında meydana gelen ve de örtülme olarak adlandırılan bir olay nedeniyle ışıkta meydana gelen küçük bir azalma nedeniyle kesintiye uğramaktadır. Örtülme, bir gezegen kendi yıldızının arkasından geçerken meydana gelir.
Söz konusu yeni Kepler verileri, bu sıcak Jüpiter'i daha önce hiç olmadığı kadar detaylı incelemek üzere kullanılabilecektir. Örneğin, örtülmenin derinliği ile ışık eğrisinin biçim ve büyüklüğü, gezegenin gündüz yüzü yaklaşık 2377 Santigrat derecelik sıcaklığa sahip olan bir havaküreye sahip olduğunu göstermektedir. Bu sıcaklığın yalnızca küçük bir kısmı soğuk gece yüzüne aktarılabilmektedir. Esas geçiş süresi ile karşılaştırılan örtülme süresi ise gezegenin dairesel bir yörüngeye sahip olduğunu göstermektedir. Gezegenden gelen ışığın keşfi, bu salımın Kepler tarafından tespit edilebileceğini öngören araştırmacılar ile varsayımsal modelleri haklı çıkarmıştır.
Bu yeni keşif, Kepler'in Dünya büyüklüğünde gezegenleri bulabilecek hassasiyete sahip olduğunu da ispatlamıştır. Gözlemlenmiş olan parlaklık değişimi, Dünya büyüklüğünde bir gezegenin geçiş süresi içerisinde gerçekleşmesi beklenenin yalnızca bir buçuk katı kadardır. Her ne kadar bu sefer elde edilen seviye zaten bu yıldız için yapılan bir gözlemde elde edilen en yüksek hassasiyet derecesi olsa da, proje için geliştirilen çözümleme yazılımı tamamlandığında Kepler daha da duyarlı hale gelecektir.
NASA'nın Moffett Field/Kaliforniya - ABD'de bulunan Ames Araştırma Merkezi'nde baş araştırmacı vekili olarak görev yapan David Koch "Elde edilen ilk sonuçlar, Kepler'in algılama sistemlerinin görevlerini tam hedeflendiği biçimde yerine getirdiklerini gösteriyor" deyip devam ediyor "bu da Kepler'in Dünya büyüklüğünde gezegenler bulabilme beklentileri açısından iyiye işaret".
Bu makale "http://www.nasa.gov/mission_pages/kepler/news/kepler-discovery.html" adresinden çevrilmiştir.
|